
"DİN NE İÇİNDİR" yazısında belirtmeye çalıştığım gibi; cennet dahi kuralsız, edepsiz, adapsız ve usulsüz değildir. Hz. Adem (a.s.) yaratılıp daha ilk cennete konulduğunda, "şu ağaca yaklaşmayın"[1] emri bunu göstermektedir. Yani Rabbimiz cenneti, oraya layık huylar edinmiş kullar ile doldurmak ve bu dünyayı karıştırdığı gibi cenneti dahi karıştıracak huylar edinen kullara ise cennetin kapılarını kapamak istiyor. Çünkü daha din terbiyesinden geçmemiş insan, cennetteki temiz bir ağacın meyvesinden yememe emri karşısında dahi edepte hata ediyorsa; cennette gereken çok daha büyük kural ve edeplere riayet etmesi için önce bir din terbiyesinden geçmesi, o terbiyenin her yönünü ruhuna yerleştirmesi ve kötü huylarından arınmış olması gerekiyor. Nefsin algılarının aksine insanlar sanki bir meleğe dönüşüp de cennete girmeyecek, o cennetten lezzet alması için gereken, aynı (ama mutmain olmuş) nefse sahip yine insan olarak girecek. İşte, müslümana cennetin kapılarının kapanmasına sebep olan bu kötü huylardan biri de, bir müslümanın diğer bir müslümana karşı olan adavetidir. Şu hadis de bunu ifade etmektedir;
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93)






