hakkinda

Âhsen-ûl Âmel
YAZAR ve BLOG HAKKINDA
Kardeşlerim,
Çocukluğumdan beri dini ve İslâmi yönüm baskın olmasına rağmen, okumak ve tefekkür etmek isteği üniversite hayatım ile başlamıştır. Özellikle "okumak" üniversite öncesinde benim için her zaman bir zulüm olmuştur.
Üniversiteye başladığımda ve kendimde İslâmi konularda ilim eksikliğini farkettiğimde, bu eksikliği gidermek için ilk olarak Ku'rân meâli okumaya başladım. Okuma sırasında fazla da tefekkür kullanmadım. Hatta o ilk okuma bana o kadar uzun ve zulüm geldi ki anlatamam. Ayrıca meâli tamamladığımda kendimde yine ilim göremedim. Böylece, ne kadar sıkılıp zorlansam da, başa dönüp baştan sona tekrardan meâl okumayı kafaya koydum ve yeniden başladım. Ama bu ikinci ukoyuşumda daha Bakara Suresi'nin ilk iki sayfasında zihnimde öyle mânâlar ve tefekkürler oluştu ki, hayatımın dönüm noktası oldu. Çünkü o mânâların heyecanı, zevki bende okumaya ve tefekkür etmeye karşı büyük bir istek oluşturdu.
Aslında o halde, Bakara Suresi'nin ikinci sayfasından sonra meâle devam edemedim. Çünkü, artık aradığımı bulmuş, meâl ile değil, mânâ ile uğraşma isteğim doğmuştu. "Okumak" tefekkür etmeye kapı açtığından, üniversite boyunca farklı âlimlerin kitaplarını okudum. Çünkü onların verdikleri mânâları merak ediyordum. Böylece o mânâlar denizinde kendim de tefekküre dalıyordum. Onların işaret ettiği ayetleri önce mealden arar, ayetin öncesine ve sonrasına bakar, acaba yazar meali doğru yorumlamış ve konuya uygun seçmiş mi diye tefekkür ederdim. Sonra meal ile Kur'an'ın lafzını karşılaştırır, acaba mealde "mânâ" uygun şekilde aktarılmış mı diye kafa yorardım. Geceleri bu şekilde geçirir, bundan zevk alırdım.
Üniversiteden sonra askerlik görevimi yaparken, kışla içindeki bir mescitte çeşitli arkadaşlarla namaz kılardık. Hepsinin yaşı, şehirleri, eğitim durumu farklı olduğu gibi aslında hepsinin de cemaati, takip ettiği hocası veya şeyhi farklı farklıydı. Aslında daha o anda bu farklılığı ve farklı fikirlerini sezmiş, onların gerçek kardeşliğini murad etmiştim. Kur'an'dan mânâ çıkarmak en büyük manevi zevkim olduğu ve onları Kur'an etrafında birleştirmek kolay olduğu için, bir gün "Hadi sohbet edelim. Kur'anı kendimiz tefsir etmek hakkında konuşalım" demiştim (aslında "tefekkür" demek istedim belki ama ağzımdan öyle çıktı). İşin garibi bu sefer hepsi tek fikirde birleşip "Kur'anı biz kendi aklımız ile yorumlayamayız, bilmeden çok yanlışlar elde ederiz, bunu alimlere/hocalarımıza bırakalım" minvalinde şeyler söylediler. Bu da, içimi çok acıtmış, üniversite boyunca yaptığım ameller de boşunaymış gibi hissetmiştim.
Askerlikten sonraki mânâ arayışımda Risale-i Nur'lar ile tanışmak nasip oldu. Risale-i Nur okumak sayesinde tefekkür yeteneğim ile beraber; ilmim, tahkik yeteneğim, mânâ derinliğim, kardeşlik hissiyatım ve okuma isteğim çok gelişti. Bir zaman sonra elde ettiğim tefekkürleri paylaşma isteği de doğdu. Ama bu zamana kadar gelişmeyen şey konuşma yeteneğim oldu. Bu nedenle bir site kurup, yazılar yazarak paylaşmayı hep hayal etmişimdir.
İlk başta, paylaşmayı düşündüğüm konular karmaşıktı ve ortak bir amacı yoktu. Bu nedenle, bu isteğimi bir türlü hayata geçirememiştim. Ama "Müslümanlar arası kardeşlik bağını kurmak" meselesini önemsemeye başladıkca, yazacağım meselelerin bu ortak amaç için olmasına karar verdim ve böylece blog yazarlığına başlayabildim. 2012 yılından beri de "ahsenulamel" blog sitesi olarak ve Asım Sabit adıyla kendi tefekkürlerimi yazıyorum. Ayrıca yazılara yenice başladığım sırada Nakşibendî yolu ile tanışmam tefekkürlerime daha doğru bir boyut kattı ve yazılarımın içeriğini geliştirdi. Böylece umduğumdan daha fazla yazı biriktirebildim ve daha da yazmak niyetindeyim.
Son olarak kardeşlerim,
Asım Sabit ismi gerçek değil, müstear olarak seçtiğim isimdir. Sahabe efendimiz Âsım Bin Sâbit'ten (r.a.) esinlenerek oluşturdum ve bu tercihin de özel bir nedeni olmayıp bir anlık seçip tercih etmişimdir. Blog adının "ahsenulamel" olmasına ise Mülk Suresi 2'inci ayeti[1] ile karar verdim. Bunu seçerken düşüncem de, her bir olay/söz karşısında güzel amelleri aramakla imtihan edildiğimizi ve "müslümanlar arası kardeşlik" fikirlerini bulmanın ise bu güzel ameller içerisindeki önemini vurgulamaktır. Yazdığım konuların içeriği tamamen kendi tefekkürlerimdir. Tüm yazıların ortak amacı, gözlerden ve zihinlerden kaçan bazı hakikatlerden bahsederek, Müslümanlar arası kardeşliğin önemini belirtmek ve bu kardeşliği kuramamanın zararını göstermektir. Çok şükür bu şekilde yazmaya devam ediyorum ve Müslümanların kardeşliği için daha nice paylaşımlarda bulunabilirim, inşaAllah.
  1. لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا  ≪Hanginiz daha güzel âmelde bulunacak diye...≫ (Mülk, 2)

© Ahsen-ül Amel
BTemplates