Âhsen-ûl Âmel
SİYER-İ NEBİ ARAŞTIRMASI
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا⚛
Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21).
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا⚛
Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21).
Sadece Kur'ân! ya da Ne Kadar Kur'ân? yazısında belirttiğim gibi; biz insanları Allah'a (c.c.) ulaştıracak gerçek "aracı"lar peygamberlerdir. Dolayısı ile biz müslümanları Allah'a (c.c.) ulaştırcak kişi de Rasulullah Hz. Muhammed Mustafa'dır (a.s.m.). Allah'a (c.c.) ulaşmak için önce ona (a.s.m.) ulaşmak gerekir. Ona (a.s.m.) ulaşma yolunda geçilecek bir merhale de onu (a.s.m.) iyice tanımaktır.
Bir insan, içinde bulunduğu toplumdan bağımsız değildir. Bir toplum da, bulunduğu coğrafyadan ve tarihinden bağımsız değildir. Dolayısı ile Rasulullah'ı (a.s.m.) tanımak için yaşadığı coğrafyaya ve tarihine, içinde bulunduğu topluma, yaşadığı olaylara, bu olaylar sırasında yaptıklarına ve manevi hallerine bakmak gerekir. İşte ben de; Rasulullah'ı (a.s.m.) daha geniş bir şekilde tanımak için bir "Siyer-i Nebi" araştırması yapmak, bu konularda biraz tefekküre dalmak, hem bu araştırmayı hem tefekkürlerimi anlık kayıt altına almak ve siz kardeşlerimle de direkt paylaşmak istedim. Çünkü, onu (a.s.m.) tanımak ve ona (a.s.m.) ulaşmak kardeşliğimiz için de elzemdir. Biz müslümanlar tek bir Mürşid, evliya, hoca vs. etrafında birleşip kardeş olamasak da; onun (a.s.m.) etrafında birleşip kardeşler olmamız çok kolaydır.
Bu konudaki yazılarımı bölümler halinde yayınlayacağım. Herbir bölüm içerisindeki meselelere de kaynak belirtmeye olabildiğince çalışacağım. Fakat kendi tefekkürlerimi de sıklıkla kullanacağım. Çünkü düz bir anlatım, meseleyi biraz fantastik ve mitolojik hale getirebilir. Meselelerde "doğallık"tan uzaklaşılırsa, kişi ile konu arasındaki bağ kopabilir. Bu nedenle meselelerin bazı iç yüzünü ve hikmetini, akla yatkın ve doğal olacak şekilde; kendi fikrimce, tefekkürümce ve tarzımca anlatacağım. Hem bilirim ki; Allah'ın (c.c.) kudretini, hakimiyetini ve hikmetini düşünmeden, kuru bir akıl yürütmek de insanı hakikatten uzaklaştırır. Bu nedenle "Ehl-i Sünnet" çerçevesinde, arada bir yol tutacağım. Dilerim faydalı olur.
Önemli bir not olarak: Bu yol ile, bizler ancak Rasulullah'ın (a.s.m.) "zahir"ine ulaşabiliriz. Onun (a.s.m.) "batın"ına ulaşmak ise, başka bir yol ve başka birilerinin vesilesi ile olur.
FİHRİST