16. HARF-İ ATIF
Harf-i Atıf’lar ile kelime veya cümleler aynı hükme bağlanır. Bu bağlantıya "atıf" denir. Atıf harfinden önceki kelimeye "ma’tufun aleyh", sonraki kelimeye ise "ma’tuf" denir.
✽
Ma’tuf, Ma’tufun aleyh'in harekesini ve siygasını aynen alır.
On adet atıf harfi bulunmaktadır:
وَ | ve (Dahi, de, hem, ile, beraber manaları da vardır) |
Muhammed ve Halit bugün geldiler.
رَجَعَ الْيَوْمَ مُحَمَّدٌ وَ حَالِدٌ.
Ayşe bugün geldi ve yazdı.
عَائِشَةُ الْيَوْمَ رَجَعَتْ وَ كَتَبَتْ.
|
فَ | akabinde, hemen (Bazen mecaz olarak ( وَ ) yerine de kullanılır) |
Ali ve akabinde Halit okula girdi.
دَحَلَ الْمَدْرَسَةَ عَلِيٌّ فَحَالِدٌ.
Ali okula girdi ve hemen dersi yazdı.
عَلِيٌّ دَحَلَ الْمَدْرَسَةَ فَكَتَبَ الدَّرْسَ.
|
ثُمَّ | sonra (Bazen istiare[benzetme yapma] olarak ( وَ ) manasında da kullanılır) |
Erkekler yemek yediler, sonra kahve içtiler.
اَلرِّجَلُ أَكَلُوا الطَّعَامَ ثُمَّ شَرِبُوا الْقَهْوَةَ.
|
أَوْ | yada, veya, belki (Şüphe, şaşırma, manayı kapatma, şart, ayrı tutma olarak kullanılabilir) |
O, portakal veya elma yedi.
أَكَلَ بُرْتُقَالًا أَوْ تُفَّاحًا.
|
أَمْ | yoksa, yahut (Soru sorma manasındadır ve istifham elif'i manasında bulunabilir) |
Elma mı yoksa portakal mı yedin?
أَتُفَّاحًا أَكَلْتَ أَمْ بُرْتُقَالًا ؟
|
إِمَّا | Ya… ya…, yada, ister (Şüphe, bağışlamak, hayret vermek, izin verme manalarında kullanılabilir) |
Genellikle ( وَ ) ile beraber, mükerrer (tekrar ederek) kullanılır.
Size ya Hasan ya Salih yazdı.
كَتَبَ إِلَيْكُمْ إِمَّا حَسَنٌ وَ إِمَّا صَالِحٌ.
|
حَتَّى | fazla olarak, kadar, bile, dahi (Bu kelime aynı zamanda harf-i cerr’dir) |
Bu kelime harf-i cerr olarak kullanılırsa kelimenin sonunu "esre" yapar. Fakat harf-i atıf olarak kullanılırsa ma’tuf’un harekesi, ma’tufun aleyh ile aynı olmalıdır, "esre" yapılmaz.
Balığı, başı da dahil (başını bile) yedi.
أَكَلَ السَّمَكَةَ حَتَّى رَأْسَهَا.
|
لَا | değil, olmadı |
Bu kelime İsmin önüne atıf harfi olarak gelirse, o ismi nefyeder. Mazi fiilin önüne gelirse duaiye olur. Ayrıca ( وَ ) ile beraber kullanılırsa ( وَ ) atıf harfi olur, kendisi de nefyi te’kid eder (inkar).
Halil yazardır, şair değildir.
حَلِيلٌ كَاتِبٌ لَا شَاعِرٌ.
|
لَكِنْ | Fakat, bunun aksine (Sonraki kelimeye, hükmün ters manasını verir) |
Bey gelmedi fakat hizmetçisi (geldi).
مَا جَاءَ السَّيِّدُ لَكِنْ حَادِمُهُ
|
بَلْ | Bilakis, öyle değil, öyle, katiyetle, belki, ihtimaldir (Sonraki kelimeye, hükmün ters manasını verir) |
İmtihandan Yusuf, hayır Osman çıktı.
خَرَجَ مِنَ الْإِمْتِحَانِ يُوسُفُ بَلْ عُسْمَانُ
|